Dergâh kelimesi genel algı olarak ilk çağrışımda, dinî bir grubun bir çatı altında toplandığı yer olarak görülse de; yayınevini kuranlar bu kelimenin çok daha geniş mânasını düşünerek bu ismi verdiler: “Dergâh yalnızca tekke, tarikat mensuplarının, dervişlerin yaşadığı ibadet ve zikir yeri değildir. Eşik ve kapıdır, hatta büyük makam kapısıdır. Sığınılacak yerdir, sevgililerin buluştuğu, dost çemberlerinin oluşturulduğu yerdir. ‘Yetmiş iki millete aynı gözle bakılan’ birleştirici bir yerdir”.
Ezel Erverdi’nin öncülüğü ile 1966’da yayınlanan Hareket dergisi ve Hareket Yayınları, Nurettin Topçu’nun fikirlerinin daha yaygın hâle gelmesi için kuruldu. Bin yıllık tarihî birikim ve tecrübe ile hasıl olan kültürün kitaplarını yayınlamak isteği asıl arzuydu. Türkiye’nin birçok yerinde Dergâh kitabevleri açıldı. 1976’da on yıllık yayıncılık tecrübesi ile Dergâh Yayınları kuruldu, Mart 1977’de şirketleşti.
İdealist bir ekip yıllarca Ezel Erverdi’nin öncülüğünde yayıncılığa emek verdi. Sonra bayrağı genç “Dergâh”çılara bıraktılar.“Dergâh”ı kuran ekiple bugün onu devam ettiren yeni nesil, dünyanın gelişim çizgisi ve tekniğin imkanlarını kullanarak bir sonraki nesle emaneti devretmek niyetindedir.
1980 sonrası Türkiye ve dünyadaki fikrî ve edebî üretimlerin geçirdiği dönüşüm şüphesiz yayıncılığa da yansıdı. Bugün öne çıkan pek çok yayınevi, ihtilal sonrası şartlarda kendilerine fikrî ve sanatsal bir zemin oluşturmak üzere yola çıktılar. Edebî ve fikrî alanda 70 sonrası post-modern teoriler, anlatılar, kişiler, fikirler ve edebî akımların temsilcileri tercüme edildi. Ortaya çıkan tablo Türk yayın dünyasının hem Batı hem de Doğu literatürünü tanımak konusunda büyük bir eksiklikle malul olduğu yönündeydi.
Dergâh Yayınları, bir kütüphane kurmaya çalıştı ve çalışıyor. Türkiye’de doğup büyümüş, hem kendi ülkesindeki bilgi birikimine sahip olmak hem de dünyada üretilen bilgi ve söylemlerin ne olduğu ve nasıl ele alınabileceğini merak edenlere, sağlıklı bir kitap çeşidi sunabilmek bu kütüphanenin zemini oldu. Bu çerçevede, Raymond Aron’un Sınıf Mücadelesi’nden Oswald Spengler’in Batı'nın Çöküşü’ne kadar, Batı dünyasının ve Kıta Avrupası’nın modern çağda ürettiği eleştirel bilgilere yer verilmiş; bunun yanında Mukaddime ve Kuşeyri Risalesi gibi İslâm ve tasavvuf klasikleri özgün dillerinden çeviri yoluyla Türk düşünce dünyasına kazandırılmıştır. İktisat, ilahiyat ve edebiyat alanlarında üniversitelerde ders kitabı olarak okutulan eserlerin neşrine dikkat edilmiş; edebî açıdan şiirden denemeye, romandan tiyatroya, hatırattan seyahate farklı alanlarda yayım yapılmıştır. Bütün bunların yanında, yayınının büyük bölümünü kapsayan edebiyat alanındaki çalışmalarla, özellikle Tanzimat sonrası gelişen Yeni Türk Edebiyatı'nda önemli yeri olan yazarlar bugünkü nesillere ulaştırılmaya çalışıldı.
Dergâh Yayınları; edebiyat, çağdaş Türk düşüncesi, çağdaş İslâm düşüncesi, tasavvuf, felsefe, tarih, sanat ve sosyal bilimlerin diğer alanlarına öncelik vererek Türk düşünce hayatının köklerine ulaşma, Türkiye’nin kendine has kuvvet ve değerlerinin peşine düşme çabasındadır. Türkiye’de üretilen edebî ve fikrî çabanın kalitesini yükseltmek, üretilenlerin bu topraklarla ilgisini daha sahici kılmak, Dergâh Yayınları'nın genel politikasıdır.
Dergâh Yayınları'nın önemli bir ayağı da dergilerdir. Dergâh dergisi, 1990 Mart'ında Mustafa Kutlu, Ezel Erverdi ve İsmail Kara başta olmak üzere İsmet Özel gibi birçok ismi bir araya getirmiş, ayrıca genç sanatçıların yetişmesi için bir zemin olmuştur. Yayınevinin çizgisini oluşturan gelenek, bu dergiyle devam etmiştir. Derginin yönü ağırlıklı olarak gençlere dönüktür. Bilhassa Mustafa Kutlu’nun bitmez tükenmez emekleriyle pek çok şair ve yazar kendi kitap ve dergilerinin sahibi olmuşlardır. Bunlar arasında genç hanımların olması da ayrı bir başarıdır. Bu dergi için Dergâh Yayınları'nın mutfağı denilebilir. Hâlâ pişirmeye ve ürün vermeye devam eden bir mutfak…
Dergâh Yayınları, uzun zamandır çıkan Dergâh dergisinin yanında, altı aylık Kutadgubilig: Felsefe-Bilim Araştırmaları ve Yeni Türk Edebiyatı isimli hakemli akademik dergileri yayımlamaktadır.
Kimi vefat etmiş, kimi hayatta olan değerli hocalar için “armağan kitaplar” da yayımlanmıştır.
Kurmayı amaçladığımız kütüphanede Doğu’dan, Batı’dan, İslâm dünyasından, tarihten, edebiyattan, felsefeden, düşünce dünyasından, sanatların her dalından seçkin eserlerin; mesele vazeden, problem çözen metinlerin yer alması hedeflendi.
“Çağdaş Türk Düşüncesi,” “Çağdaş İslâm Düşüncesi”, “Felsefe”, “Tarih”, “Müzik” ve “Batının Gözüyle Türkler” ise yayınevimizin diğer dizilerini oluşturmakta. Kuruluşunda da fikirleriyle öncülük eden Nurettin Topçu ile birlikte Mehmet Kaplan, Ahmet Hamdi Tanpınar, Abdülhak Hâmid Tarhan, Ömer Seyfettin, Mustafa Kutlu, İnci Enginün, Zeynep Kerman, Orhan Okay, Hüsrev Hatemi, İsmail Kara, Mustafa Kara, Süleyman Uludağ, Teoman Duralı, Ayhan Bıçak, Ali Birinci, Ahmet Tabakoğlu, Cinuçen Tanrıkorur vb. seçkin edebiyatçı ve ilim adamlarının eserleri bu başlıklar altında neşredilerek kültür hayatına kazandırılmıştır. Türkiye’de ilk defa gerçekleştirilen bir şehir kütüphanesi olan Erzurum Kitaplığı okuyucuların istifadesine sunulmuş, buna Rize ve İstanbul Kitaplığı da eklenmiştir.
Prof. Dr. İnci Enginün ve Prof. Dr. Zeynep Kerman’ın hazırladıkları beş ciltlik bir antoloji olan Yeni Türk Edebiyatı Metinleri’nin yanında Türk edebiyatının baştan sona ansiklopedik olarak sunulduğu 8 ciltlik Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergâh Yayınları'nın, Türk edebiyatının yakın dönem kaynaklarını ilmî bir şekilde Türk edebiyat ve düşünce dünyasına kazandırma çabasının iki önemli meyvesidir.
Ansiklopedi, edebî akımlardan biyografik kaynaklara, edebiyat terimlerinden dilbilgisi terimlerine, dergi ve gazetelerden edebî sanatlara kadar zengin bir antoloji ve edebiyat bilgisi barındırmaktadır. Yayın yönetmenliğini Mustafa Kutlu yürütürken, Mehmet Kaplan, Ali Nihad Tarlan, Tahsin Banguoğlu, Orhan Şaik Gökyay, Orhan Okay, İnci Enginün ve Necla Pekolcay danışmanlık yapmıştır. Ansiklopedinin ilk üç cildinde D. Mehmet Doğan, Ebubekir Erdem, tamamında Mustafa Kutlu ve Ezel Erverdi ile dördüncü cildinde katılan İsmail Kara Yayın Kurulunu oluşturmuştur.
Yayıncı ve yazar, takip ettiği yayın çizgisi ile bir taraftır, bir fikri ve görüşü ortaya koymaya çalışır, bir bakış açısı sergiler, bir ilim ve fikir platformu hazırlamak ister. Dergâh Yayınları, tarihi süreci içerisinde Türkiye’de üretilen edebî ve fikrî çabanın kalitesini yükseltmek ve bu topraklarla ilgisini daha sahici kılmak amacındadır.